HZ. İSA, HZ. MEHDİ (A.S), VE DECCAL’İN ÇIKIŞI GÜVENİLİR HADİSLERLE BİLDİRİLMİŞTİR
Bu sitede insanların büyük çoğunluğunun Hz. İsa ve Hz. Mehdi (a.s.)
ortaya çıktıklarında, neden bu mübarek şahısları tanıyamayacakları ve
Deccal’in bu amaçla ne tür yöntemlere ve aldatmacalara başvuracağı ele
alınacaktır. Bunun yanı sıra bazı kimselerin makam ve mevkilerini
kaybetmekten duydukları korku, bazı kimselerin kibirleri, bazı
kimselerin menfaatlerine zarar gelmesinden endişe etmeleri, bazı
kimselerin de kötü ahlaklarını devam ettirme isteklerinin Hz. İsa ve Hz.
Mehdi (a.s.)’yi tanıdıkları halde tanımazlıktan gelmelerine neden
olabileceği üzerinde durulacaktır.
Kitabın birinci bölümünde, yeniden yeryüzüne geldiğinde birtakım
insanların Hz. İsa’yı neden tanıyamayacakları anlatılmaktadır. Hz. İsa
-bazı insanların hiçbir bilgi ve delile dayandırmadan onun gelmeyeceğini
öne sürdükleri bir dönemde-, Allah’ın izniyle, ikinci kez yeryüzüne
gelecek ve hak din olan İslam’ı tebliğ edecektir. Ancak hadislerde
bildirildiğine göre, insanların çoğunluğunun din ahlakından uzaklaşması,
Hz. İsa’nın yeniden gelmeyeceği yalanının yayılması, pek çok sahte
mesihin ortaya çıkması, din ahlakına uygun olmayan ideolojilerin neden
olduğu baskı ve zorluk ortamı, Hz. İsa geldiğinde onun tanınmasına engel
olacaktır. Salih ve samimi müminler dışında, gelişinin ilk dönemlerinde
Hz. İsa’yı tanıyan ve ona uyan olmayacaktır.
Kitabın ikinci bölümünde, Hz. Mehdi (a.s.) ortaya çıktığında
Deccaliyet’in insanları Hz. Mehdi (a.s.)’den uzaklaştırmak için
yürüteceği çaba ele alınmaktadır. Hadislerde ve bu hadisleri yorumlayan
büyük İslam alimlerinin eserlerinde Hz. Mehdi (a.s.)’yle beraber olan
müminlerin sayısının oldukça az olduğu haber verilmektedir. Yine
hadislerde yer alan bilgilere göre, Hz. Mehdi (a.s.), yanındaki az
sayıdaki insanla birlikte din ahlakına uygun olmayan ideolojilere karşı
çok büyük bir fikri mücadele verecek, insanlara Allah’ın varlığının ve
birliğinin delillerini anlatacak ve dünyanın dört bir yanındaki
insanları hakka davet edecektir. Ancak Hz. Mehdi (a.s.) bu fikri
mücadelesi esnasında, din ahlakını yaşamayan insanlardan büyük baskı
görecek, pek çok iftiraya uğrayacak ve din ahlakını anlatıp yaymak için
yapacağı tüm faaliyetler engellenmeye çalışılacaktır.
Sitenin üçüncü bölümünde ise Deccal’in, Hz. İsa ve Hz. Mehdi
(a.s.)’nin tanınmasına ve insanların onlara uymalarına engel olabilmek
için yürüteceği faaliyetler ve insanları ne şekilde yönlendireceği
anlatılmaktadır. Bu bölümde ayrıca, insanların nasıl olup da Deccal’i
tanıyamadıkları ve onun etkisi altında kaldıkları da ele alınacaktır.
Deccaliyet’in çeşitli telkin ve propagandalarla gerçek yüzünü saklayıp,
insanları Hz. İsa ve Hz. Mehdi (a.s.) aleyhinde yönlendirmeye çalışması
kitap boyunca örnekleriyle aktarılacaktır.
Tüm bu konular ele alınırken, unutulmaması gereken önemli bir gerçek
vardır. Her ne kadar insanların çoğunluğu Hz. İsa ve Hz. Mehdi (a.s.)’yi
tanımayacak olsalar ve her ne kadar Deccaliyet samimi müminler
aleyhinde büyük propaganda faaliyetleri yürütüp onlara çeşitli tuzaklar
kursa da, Allah’ın izniyle bunların hiçbiri Hz. İsa ve Hz. Mehdi
(a.s.)’nin hak mücadelesine engel olamayacaktır. Kuran’da, “
…Allah, kafirlere müminlerin aleyhinde kesinlikle yol vermez.”
(Nisa Suresi, 141) ayetiyle Allah müminlere kurulan tuzakların başarıya
ulaşmayacağını bildirmiştir. Allah’ın izniyle, salih müminler Hz. İsa
yeniden yeryüzüne geldiğinde ve Hz. Mehdi (a.s.) ortaya çıktığında bu
mübarek insanların destekçisi olacaklar ve sayıları ne kadar az olsa da,
Hz. İsa ve Hz. Mehdi (a.s.), Deccal’in batıla dayalı sistemini ortadan
kaldırarak Kuran ahlakını tüm yeryüzüne yerleşik kılacaklardır.
Hz. İsa’nın ikinci kez yeryüzüne gelişi,
Hz. Mehdi (a.s.)’nin ve Deccal’in ortaya çıkışı, kıyametin en büyük
alametlerindendir. Birçok İslam alimi eserlerinde bu konuları detaylı
olarak ele almışlardır. Konuyla ilgili hadislerde bildirilen haberler,
İslam alimleri tarafından “
tevatür” (kuvvetli haber) derecesinde kabul edilmektedir. Bu hadisler ise “
mütevatir hadis” olarak adlandırılmaktadır. Tevatür kelimesinin tanımı
Büyük Lugat‘ta şöyle yapılmaktadır:
| Tevatür: Kuvvetli haber, içinde yalan ihtimali olmayan ve bir cemaate dayanan kuvvetli haber.1 |
Mütevatir hadis ise, yalan üzerine birleşmeleri
düşünülemeyecek kadar kalabalık olan bir cemaat tarafından rivayet
edilen hadislere denir. Hadis alimleri mütevatir kabul edilen hadislerin
ravilerinin (hadisi nakleden kişiler) incelemeye dahi alınmayacağı,
mütevatir hadise hiçbir sorgulama yapılmayacağı konusunda
hemfikirdirler. İslam alimi Seyyid Şerif Cürcani, mütevatir hadis
kavramını şöyle açıklamaktadır:
| Haber-i mütevatir, ravileri çoklukta o dereceye
ulaşan bir haberdir ki, adete göre, o kadar çok rivayetçinin yalan
üzerine birleşmeleri imkansız olur. Bu durumda rivayet edilen haber
hakkında lafız (söz) ve mana tutuyorsa buna, “mütevatir-i lafzi” denir.
Eğer hepsinin arasında müşterek manada ittifak olmakla beraber lafızlar
(sözler) arasında ihtilaf bulunuyorsa buna, “mütevatir-i manevi” denir.2 |
Büyük hadis alimi İbn-i Mace ise, Hz. İsa’nın yeniden dünyaya gelişi,
Hz. Mehdi (a.s.)’nin ortaya çıkışı ve Deccal’in çıkışıyla ilgili
hadislerin mütevatir olduğunu şöyle açıklar
| Şevkani de Hz. İsa’nın ineceğine dair hadislerin
sayısının 29′a ulaştığını söyleyerek, bunları bir bir nakletmiş ve
sonunda: “Bizim naklettiğimiz hadisler görüldüğü gibi tevatür haddine
ulaştı. Bu beyanımızla şu sonuca varılıyor ki, beklenen Hz. Mehdi (a.s.)
hakkındaki hadisler, Deccal hakkında hadisler ve Hz. İsa’nın inmesine
dair hadisler mütevatirdir.” demiştir.3 |
Hz. İsa’nın tekrar geleceğini ve Deccal’in ortaya çıkacağını nakleden
alimlerin başında mezhep imamımız İmam-ı Azam Ebu Hanife gelmektedir.
Ebu Hanife, Fıkh-ı Ekber adlı eserinin son bölümünde şunları
bildirmektedir
| Deccal’in, Ye’cüc ve Me’cüc’ün çıkması, Güneş’in batıdan
doğması, Hz. İsa’nın gökten inmesi ve diğer kıyamet alametleri, sahih
haberlerde aktarıldığı üzere, haktır, olacaktır.4 |
İmam Suyuti de, El Havi Lil Fetava adlı kitabı ve El İ’lam bi Hukmi
İsa adlı risalesinde, konuyla ilgili tüm hadislere yer verdikten sonra,
bu hadislerin mütevatir olduklarını bildirmiştir:
| Hadis ilmine vakıf olanlara gizli kalmayacağı üzere, bu
hususta zikrettiğimiz bütün hadisler mütevatir derecesine ulaşmıştır.
Dolayısıyla Mehdi Muntazar (beklenen Hz. Mehdi (a.s.)) hakkındaki
hadis-i şerifler mütevatir olduğu gibi, Deccal hakkındaki hadis-i
şerifler de tevatür derecesine ulaşmış olup, Hz. İsa’nın inişiyle ilgili
hadis-i şerifler de mütevatirdir.5 |
Konuyla ilgili hadisler güvenilir hadis kaynağı olan Kütüb-i Sitte’de
ve İmam Malik’in Muvatta’sı, İbn Huzeyme ile İbn Hibban’ın
Sahih‘leri, İbn Hanbel ve Tayalisi’nin
Müsned‘leri
gibi en muteber hadis kaynaklarında geniş bir şekilde yer almaktadır.
Hz. İsa’nın yeryüzüne gelişiyle ilgili hadislerden bazıları şöyledir
| Sizler on alameti görmedikçe hiçbir zaman kıyamet kopmaz… Biri de İsa’nın inmesi…6 |
| Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, Meryem oğlu İsa’nın adalet sahibi olarak inmesi yakındır…7 |
| Vallahi muhakkak ve muhakkak Meryem oğlu İsa inecek, hem adil bir hakem, adaletli bir hükümdar olarak inecek…8 |
| İmamınız kendinizden olduğu halde, Meryem oğlu sizin içinize indiği zaman sizler nasıl olursunuz?9 |
14. asrın büyük müceddidi
(Her asırda dini gerçekleri, dönemin
ihtiyaçlarına göre öğretmek üzere gönderilen büyük alim ve Peygamberimiz
(sav)’in varisi olan kişi) olan Hz. Mehdi (a.s.)’nin ortaya çıkışı
ile ilgili olarak Peygamberimiz (sav)’den rivayet edilen hadislerden
bazıları ise şu şekildedir:
| Dünyanın ancak bir günlük ömrü kalmış olsa, onun (Hz.
Mehdi (a.s.)’nin) başa geçmesi için Cenab-ı Allah o günü behemehal
(nasıl olursa olsun, mutlaka) uzatır.10 |
| Kıyametin kopması için zamanda sadece bir günden başka
vakit kalmamış da olsa, Allah benim Ehl-i Beytimden (soyumdan) bir zatı
gönderecek.11 |
Birçok değerli İslam alimi de fikir birliği ile Hz. Mehdi (a.s.)’nin
gelişinin kesin olduğu yönündeki kanaatlerini bildirmişlerdir:
| İmam Rabbani: Aradan
bin sene geçtikten sonra, Hz. Mehdi (a.s.)’nin gelişi de bunun içindir.
Onun mübarek kudumünü (gelişini), Hatemü’r Rüsul (Peygamberlerin
sonuncusu) Resulullah Efendimiz (sav) müjdelemiştir.12 |
| Muhyiddin Arabi: Bilin
ki, Hz. Mehdi (a.s.)mutlaka çıkacaktır. Ancak yeryüzü zulüm ve işkence
ile dolmadıkça çıkmayacaktır. İşte o da böyle bir zamanda çıkacak,
dünyayı doğruluk ve adalet ile dolduracaktır. Hatta dünyada tek bir gün
kalsa, Allah o günü uzatacak, ta ki o halife gelsin. Bu, mutlaka
Allah’ın Resulü’nün soyundan olacak Hz. Fatıma evladından gelecektir.13 |
| İmam Şarani: Ümmetim içinde Hz. Mehdi (a.s.)bulunacaktır. Eğer kısa süre olursa yedi yıl, kısa olmazsa dokuz yıl hüküm sürecektir.14 |
| Bediüzzaman Said Nursi: Ta
ahir zamanda, hayatın geniş dairesinde asıl sahipleri, yani Hz. Mehdi
(a.s.)ve şakirdleri (öğrencileri), Cenab-ı Hakk’ın izniyle gelir, o
daireyi genişletir ve o tohumlar sümbüllenir.15 |
Tüm bu bilgiler bir kez daha göstermektedir ki büyük hadis alimleri,
tefsir alimleri ve İslam düşünürleri, hadislerde yer alan bilgiler
doğrultusunda, Hz. İsa’nın ikinci kez yeryüzüne gelişi, Hz. Mehdi
(a.s.)’nin ahir zamanda ortaya çıkışı ve Deccal’in mücadelesi konusunda
hemfikirdirler.
Dipnotlar:
1 Büyük Lugat-Tür-Dav, 3003
2 Çantay, Kur’an-ı Hakim ve Meal-i Kerim, I, 180; Bilmen, Kur’an-ı
Kerim’in Türkçe Meal-i Alisi ve Tefsiri, II, 850; Sabuni, Safvetü’t
Tefsir, I, s. 375
3 Sünen-i İbn-i Mace, 10/338
4 Ebu Hanife, Nu’man b. Sabit (150/767), Fıkh-ı Ekber, Çeviren: H. Basri Çantay, Ankara, 1982
5 El Havi, 2/277
6 Müslim, Kitabü-l Fiten: 39
7 Ebu Hureyre r.a. / Buhari, Büyu 102, Mezalim 31, Enbiya 49; Müslim,
İman 242 (155); Ebu Davud, Melahim 14 (4324); Tirmizi, Fiten 54 (2234)
8 Ebu Hureyre r.a. / Buhari, Büyu 102, Mezalim 31, Enbiya 49; Müslim,
İman 242 (155); Ebu Davud, Melahim 14 (4324); Tirmizi, Fiten 54 (2234)
9 Ebu Hureyre, r.a./ Buhari, Enbiya 50, 3265, 3/1272; Müslim, İman 71,155,1/136; Beyhaki, Esma ve Sıfat 3265, 2/166
10 Sünen-i Tirmizi, 4/92
11 Sünen-i Ebu Davud, 5/92
12 İmam Rabbani, Mektubat, cilt 1, Mektup 209, s. 440
13 Muhyiddin Arabi, Futuhat-el mekkuye, bab 366, cilt 3, s. 327-328
14 İmam Şa’rani, Ölüm – Kıyamet – Ahiret ve Ahir zaman alametleri, Bedir Yayınevi, s. 432-448
15 Bediüzzaman Said Nursi, Sikke-i Tasdik-i Gaybi, s. 138, Kastamonu Lahikası, s. 72 |
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder